21 Şubat 2010 Pazar

Murat Topoğlu diyeti

Murat Topoğlu diyeti
Pazartesi-salı-çarşamba-Perşembe

Sabah: 1dilim kepek ekmeği.3,4 tane zeytin, biraz peynir salatalık, sınırsız şekersiz çay

Ara: muz ve üzüm hariç 1 adet meyve

Öğlen: bol miktarda domates hariç yeşillik salatası ve yoğurt

Ara: 1 adet meyve

Akşam: bol miktarda yeşillik salatası ve yoğurt

Ara: 1 adet meyve

Bol bol su içilecek 2–3 litre

Cuma-cumartesi-Pazar

Sabah: 1 dilim kepek ekmeği 3,4 zeytin. biraz peynir salatalık şekersiz çay veya kahve

Ara: salatalık

Öğlen: bol yeşillikli salata özellikle tere bol olacak. Tavuk, balık ya da yumurta ve yoğurt

Ara: salatalık

Akşam: salata. Tavuk, balık, veya yumurta ( üçünden biri tercih edilecek )

Bol bol su içilecek (şekersiz bitki çayları içilecek)

Dr. Murat Topoğlu

Murat Topoğlundan Ramazan Diyeti

Murat Topoğlundan Ramazan Diyeti
İftar

Başlangıç

-2 bardak su,(1 zeytin ya da 1 hurma)

-3 tatlı kaşığı ülker mavi-yeşil reçellerinden herhangi biri

-Avuç içi kadar pide

-Bir tabak çorba (domates, şehriye, mantar, sebze) çorba 1 tatlı kaşığı sıvı yağ (zeytin yağı,mısırözü ya da ayçiçeği yağı) ve yağı alınmış et ya da tavuk suyuyla hazırlanabilir.

Buna ek olarak aşağıdakilerden sadece bir tanesi olmak kaydıyla.

Dönüşümlü olarak;

* 100–150 gr. et, tavuk, balık, biftek, deniz mahsulleri, ekmek koymadan hazırlanmış köfte (5–6 tane) ya da,

*Bir tabak haşlama ya da fırınlanmış sebze;ıspanak,mantar,kabak,yeşil fasulye, pazı, enginar, karnabahar v.s. ya da,

*Kuru fasulye ya da barbunya pilaki ya da piyaz (yağsız) ya da

*Makarna ya da bulgur pilavı (1 çorba kâsesi dolusu) üzerine teflon tavada yapılmış yağsız domates + sarımsak sos sıcak bir şekilde konulabilir yanında yoğurt, et, peynir yenmemelidir.

Ek olarak; Her dört yemeğin yanında da sınırsız salata + yoğurt yenilebilir,

-1 tane meyve,1 avuç dolusu ülker mavi-yeşil light pizza kraker yenilebilir.

Sahur veya yatmadan önce

-10 tane ülker mavi-yeşil light (tarçınlı,limon,elma lifli bisküvi,kurabiye ya da çubuk kraker), bununla birlikte: aşağıdakilerden sadece bir tanesi olmak kaydıyla.

Dönüşümlü olarak:

*1 tane yumurta + 1 meyve + yoğurt + peynir veya,

*Haşlama ya da fırında hazırlanmış 1 adet patates

Ek olarak; Ülker mavi-yeşil light 1 adet kek (vanilyalı, kakaolu ya da meyveli). Ayrıca Ülker Mavi Yeşil Vanilyalı ya da kakaolu puding de yağsız Mavi-Yeşil sütü ile hazırlanıp bir kâse yenebilir.

**** İftar ve sahur arasında en az 2 bardak maden suyu (tansiyonu yüksek olanlar ya da böbrek taşı düşürenler için yasak) + 10 bardak su ve diğer sıvılar (çay, kahve) alınmalıdır (şekersiz) Haftada 1 kez 1 adet şekersiz ülker mavi-yeşil çikolata yenilebilir.

Dr. Murat Topoğlu Çalışan kadın diyeti

Dr. Murat Topoğlu Çalışan kadın diyeti
Gelişen Türk toplumunda artık çalışan kadınların sayısı hızla artıyor. Bir taraftan diğer ev işleri (ev temizliği, ütü, çocuk bakımı) diğer taraftan sabah öğle ve akşam yemeklerinin de hemen çabuk, pratik bir o kadar da sağlıksız olması sonucu obeziteyi de beraberinde getirmiştir.

Çalışan kadın obeziteden kurtulmak için ne yapmalı? Öncelikle şişmanlığına neden olan herhangi bir organik olay olup olmadığını anlamak için kesinlikle herkes için aynı şeyi söylüyorum mutlaka bir doktor muayenesinden geçmeli

Sonra o kişiye uygun bir diyet programıyla başlamalıdır. Burada çok basit bir örnek verecek olursak. Şu kriterlere dikkat etmelidir:

SABAH:
Bir dilim kepek ekmeği veya yarım simit
Küçük bir parça yağsız veya yarım peynir
Light reçel 2veya 3 tatlı kaşığı ölçüsünde
Marul, domates, maydanoz
Çay ıhlamur vs şekersiz

ÖĞLE:
Bir kâse hazır veya tabldot çorba yanına da salata yoğurt yada ayran
Veya etli bir yemek tercihan tavuk çöp şiş(yağsız)

AKŞAM:
Izgara veya haşlama et(tavuk, balık, köfte ekmeksiz yapılmış) veya Haşlama yada fırında yapılmış sebze yemekleri (tatlı kaşığı zeytinyağı veya ayçiçek yağı kullanılabilir. Baharat, soğan, sarımsak az tuz konabilir veya 2 adet yumurta (rafadan katı veya teflon tavada bir tatlı kaşığı sıvı yağla yapılmış menemen omlet şeklinde) Bunların hepsinin yanında salata yoğurt yenebilir.

Ayrıca günde 2–3 litre su ve 3–4 ayrı meyve yenebilir.

İşten eve gelirken haftada 3 kez en az 1 saat yürümeliyiz.

Dr. Murat Topoğlu

Dr. Murat Topoğlu 3 haftada 5 kg verdiren diyet

Dr. Murat Topoğlu 3 haftada 5 kg verdiren diyet
Sağlıklı bir şekilde yavaş yavaş kilo vermek tabii ki en güzel zayıflama şekli.. Çünkü hızlı verilen kilolar hızla geri alınırlar. İşte size Dr. Murat Topoğlu 'ndan 3 haftada 5 kilo verdiren diyet önerisi :

PAZARTESİ:

SABAH :1 dilim ekmek, bir parça yarım yağlı peynir, çay, kahve, ada çayı, ıhlamur (şekersiz.)

ÖĞLE :Bir kase salata yanında yoğurt, limon az tuz sirke nar ekşisi.

AKŞAM :Bir tabak ıspanak yanında yoğurt.

SALI

SABAH :Bir armut, 10 adet light bisküvi

ÖĞLE :Bir kase cacık (az tuzlu yağsız)

AKŞAM :5 Adet ekmeksiz hazırlanmış köfte

ÇARŞAMBA

SABAH :Bir adet greyfurt

ÖĞLE :100 gr haşlama veya fırında tavuk

AKŞAM :Bir tabak fırında mantar

PERŞEMBE

SABAH :Bir dilim kepek ekmeği, 3-4 siyah veya yeşil zeytin

ÖĞLE :Bir tabak mevsim salatası

AKŞAM :Bir tabak yağsız menemen

CUMA

SABAH :10 adet light çubuk kraker, 1 meyve suyu sıkma

ÖĞLE :1 tabak taze fasulye (tatlı kaşığı zeytinyağlı)

AKŞAM :Bir parça bonfile ızgara yağsız

CUMARTESİ

SABAH :Peynirli sandviç

ÖĞLE :Bir simit yanında çay (şekersiz)

AKŞAM :2 Orta boy patates haşlama

PAZAR

SABAH :2 adet meyve

ÖĞLE :Salata yanında süzme yoğurt

AKŞAM :2 adet tavuk but veya 2 adet kanat yağda kızartılmayacak

Bu diyet sırasında haftada 3 kez yürüyüş veya egzersiz yapılmalı Günde 2-3 litre (10-15 bardak) su mutlak içilmelidir. Diyet bu şekilde 3 hafta devam edilmelidir.

Dr. Murat Topoğlu

Derya Baykal dinlendirici cilt maskesi

Derya Baykal dinlendirici cilt maskesi
Bu dinlendirici cilt maskesi aynı zamanda yüzünüzün daha kolay bronzlaşmasını da sağlar. Karışımın içindeki malzemeler cildinizi besler ve aynı zamanda pürüzsüz bir görünüm almasına yardım eder.

Malzemeler :

1 adet yumurtanın sarısı
1 kase yoğurt
1 tatlı kaşığı zeytinyağı
5 damla havuç yağı

Hazırlanışı : 1 adet yumurtanın sarısını 2 tatlı kaşığı yoğurt ile çırptıktan sonra zeytinyağını ve havuç yağını ilave edin.

Uygulaması : Karışımı yüzünüze ve boynunuza sürdükten sonra 20 dakika kadar dinlendirerek, ılık su ile temizleyin.

Özellikle güneşin zararlı etkilerine karşı cildinizi koruyan ama bronzlaşmayı da artıran bu maskenin nemlendirici ve besleyici etkisi kendini hemen gösterir.

Derya Baykal'ın cilt maskesi

Derya Baykal\'ın cilt maskesi
Kadın her zaman kendini sevmeli ve kendine bakmalı diyen Derya Baykal'ın cilt canlandıran yüz maskesi:

Malzemeler: Bir yumurtanın beyazı, yarım greyfurt suyu, İki tatlı kaşığı çiğ krema

Yapılışı: Yumurta beyazını mikser ile köpürttükten sonra üzerine greyfurt suyu ve kremayı da katarak karıştırın.

Uygulanışı: Yüzünüze sürdükten sonra 5 dakika bekletin.Ardından yüzünüzü soda ile yıkayın.

Ve Sophie Loren'in formülü: Buz kalıbına normal yağlı sütü doldurduktan sonra dondurun. Her sabah bir sütlü buz küpü ile yüzünüze masaj yapın. Cildiniz kaymak gibi olacak.

Derya Baykal güzellik sırrı çam kabuğu ekstresi

Derya Baykal güzellik sırrı çam kabuğu ekstresi
Her zaman genç kalmak isteyen kadınlar için yeni alternatif çam kabuğu ekstresi... Düzenli kullanıldığı zaman cildin esnekliğini ve canlılığını artıran bu özel ekstrenin tutkunlarından biri de güzelliği ile yıllara meydan okuyan Derya Baykal.

Fransa'da böcek ilaçlarından ve gübreden arındırılmış bir bölge olan 'Landes de Gascogne'de bulunan bir deniz çam ağacının kabuğundan elde edilen organik ekstre yaşlanmaktan korkanların hizmetine sunuldu.

'Evelle' isimli bu gıda takviyesi saç, tırnak ve cilt derken kadınların yanı sıra erkeklerin de tepeden tırnağa gençliğini korumalarını sağlamakta.

Bu özel ekstre, cilt üstüne sürülerek de uygulanıyor ancak bu şekilde emilimin çok etkili olmadığı ortaya çıkmış. Ağız yolu ile alındığı zaman vücut tarafından tam anlamı ile emildiği için çok daha iyi tesir ettiği keşfedildiğinde de hap şekline getirilmiş.

Bu özel ekstrenin nimetlerinden faydalanan kişilerin başında ünlü tiyatrocu Derya Baykal geliyor. Çam kabuğu ekstresini kullandığından beri cildinin daha esnek ve yumuşak, saçlarının daha sağlıklı, tırnaklarının ise daha güçlü olduğunu ifade eden Baykal, bu değişimin çevresindeki kişiler tarafından da farkedilmesinin keyfini yaşıyor.

ÖNCE İNSAN KENDİNİ SEVMELİ

Yıllara meydan okuyan güzelliği ile görenlere parmak ısırtan Derya Baykal, "Öncelikle insan kendini sevmeli, pozitif olmalı, ruhuna ve bedenini iyi bakmalı, sağlıklı beslenmeli ve spor yapmalıdır" diyerek güzellik sırlarını da şöyle anlatıyor:

"Mutlaka her sabah bir nar yerim. Artık nar suyu popüler! Ama kaşık kaşık yenmesi taraftarıyım!" diyor. Şeker hastalığı nedeniyle yediklerine çok dikkat ettiğini anlatan Derya Baykal, sofrasından sebze ve meyveleri eksik etmiyor ve bol su içiyor; "Mümkünse sigara içilen ortamlarda bile bulunulmamalı" diyerek sigara uyarısında bulunmayı da ihmal etmiyor.

Günlük hayatta makyajdan uzak duran Baykal, her gün canlı yayına çıktığından ağır televizyon makyajı yapmak zorunda olduğunu üzülerek söylüyor. Fazla makyaj yapmanın cildi çok yıprattığını ifade eden Baykal, "Günlük hayatta çok az allık ve rimel sürmek bana göre yeterli.

Önemli olan cildin temiz ve canlı görünmesi. Kimseye çok fazla makyaj yapmasını tavsiye etmiyorum. Cilt nefes almalı. Asla makyajla yatmamak gerekiyor" diyor.

Kozmetikler sperm kalitesini düşürüyor

Kozmetikler sperm kalitesini düşürüyor

Hollanda'da yapılan araştırma, kozmetik ürünlerin erkeklerde sperm kalitesini önemli ölçüde düşürdüğünü gösterdi.

Hollanda'nın Nijmegen Üniversitesi Sint Radboud Tıp Merkezi tarafından yapılan araştırmanın sonucuna göre, günde ortalama iki kez parfüm, deodorant, losyon veya krem gibi kozmetik ürünleri kullanan erkeklerin spermlerinin kalitesi, kullanmayanlarınkine oranla 5 kat daha düşük olabiliyor.

Araştırma ekibinin başkanı Nel Roeleveld, kozmetik ürünlerin spermlere zarar verdiğini çok açık ve kesin olarak belirlediklerini söyledi, ancak zararın derecesinin alt ve üst sınırının değişebileceğini belirtti.

DAHA GÜVENLİ KOZMETİKLER ÜRETİLEBİLİR

Zeist kentinde bulunan Hollanda Kozmetik Ürünleri Üreticileri Birliği (NCV), yüzlerce erkeğin denek olarak kullanıldığı araştırmayla ilgili olarak, sonuçların dikkatle incelendikten sonra görüş belirteceklerini açıkladı. Birliğin sözcüsü, araştırmanın, daha güvenli kozmetikler üretmek için yararlı olabileceğini söyledi.

Uluslararası çevre kuruluşu Yeşil Barışın (Greenpeace) Hollanda temsilciliği ise sonuçların, örgütün, kozmetiklerde zehirli maddeler bulunduğu ve bunların insanların hormonal dengesini bozduğu noktasından hareketle bu ürünlerin kullanımına karşı yürüttüğü kampanyanın haklılığını ortaya koyduğunu bildirdi.

Bu üçlü erkek ömrünü azaltıyor!

Bu üçlü erkek ömrünü azaltıyor!

Kalp krizinin üç önemli tetikçisi olan sigara kullanımı, yüksek tansiyon ve kolesterol problemi bulunan erkekler, bulunmayanlara oranla hayata 10-15 yıl erken veda ediyor.

Oxford Üniversitesi tarafından yürütülen, İngiltere’de 19 bin erkek katılımcının 38 yıl süresince izlenmesiyle tamamlanan araştırmanın sonuçları, İngiliz Tıp Dergisi’nin (British Medical Journal) Eylül sayısında ve internette yayımlandı.

İngiliz Kalp Vakfı’nın finansman sağladığı projede, yaşları 40 civarındaki 19 bin erkeğin sağlık durumları, düzenli yapılan kontroller
aracılığıyla 38 yıl boyunca izlendi ve elde edilen bulgular, Oxford Üniversitesinden uzmanlarca değerlendirildi.

Araştırma raporuna göre,
50’li yaşların başında kalp krizinin üç temel tetikleyicisi olarak kabul edilen sigara kullanımı, yüksek tansiyon ve
kolesterole sahip kişiler, sigara kullanmayan, tansiyon ve kolesterolü normal düzeyde seyredenlere oranla 10-15 yıl daha az yaşıyor. Uzmanların bulguları, üç unsuru barındıran kişilerin 70’li yaşların ortalarına kadar yaşarken, sigara, tansiyon ve kolesterol sorunu olmayanların 80’li yaşların ortalarına kadar yaşadıklarını ortaya koyuyor.

Araştırmayı kaleme alan Oxford Üniversitesinden Prof. Peter Weissberg, raporda, "Bu çalışma, 50’li yaşlarda hala sigara içiyorsanız, kolesterolünüze ve tansiyonunuza dikkat etmiyorsanız, yaşamınızdan kaç yıl feda ettiğinizi somut şekilde göstermesi bakımından önem taşıyor" ifadelerine yer verdi.

Weissberg, üç temel faktöre, vücut kütle endeksi, diyabet, stresli ve olumsuz iş koşulları gibi faktörlerin eklenmesiyle birlikte, kişinin yaşamından eksilen yılların sayısının da arttığını kaydetti.

Raporda araştırmanın yalnızca erkekler üzerinde yürütüldüğünü belirten Prof. Dr. Weissberg raporunda, bu sonuçların kadınlar için de geçerli olduğunu düşünmenin yanlış olmayacağını, sağlıklı bir yaşlılık dönemi ve uzun ömür isteyenlere bir de iyi haberleri olduğunu bildirdi.

Weissberg’e göre, sağlık için 50 yaşında ve sonrasında atılan olumlu adımlar bile oldukça etkili oluyor. Yaşam ve yemek alışkanlıklarında yapılan değişiklikler, sigarayla vedalaşmak için 50’li yaşların bile geç olmadığını ifade eden Weissberg, herkesin 40 yaşından itibaren düzenli sağlık kontrolü yaptırmasını önerdi. Weissberg, "Hastalıklara davetiye çıkaran üç temel faktörü hayatınızdan uzaklaştırmak için attığınız en küçük adımlar bile, size daha uzun ömür olarak dönecektir" dedi.

Kısır erkeklere havuç müjdesi

Kısır erkeklere havuç müjdesi
Baba olmak isteyen ancak spermlerindeki DNA yapısının bozukluğu nedeniyle çocuk sahibi olamayan erkeklere müjde!

Türk ve Fransız doktorlar
ele verdi ve ortak bir çalışmaya imza attı. Buna göre 'Çinko, selenyum, betakarotenle C, B9, B12 ve E vitaminlerinden oluşan kombine tedavi, sperm DNA hasarının azaltılmasında açık bir şekilde olumlu sonuç verdi..

Prof. Dr. Timur Gürgan, 'Hastaları spermlerindeki bozulmalara göre gruplara ayırıp her birine farklı antioksidan tedavisi uyguladık' diye konuştu. Uzmanların spermdeki bozulmalara göre ayırdığı gruplar ve uygulanan tedavi yöntemleri şöyle:

  • Sperm DNA'sındaki parçalanma yüzde 30'dan büyük ve spermin aktifliği yüzde 20'den küçükse: C, E vitaminleri, betakaroten, çinko, selenyum betaselen takviyesi.
  • Aktiflik yüzde 30'dan büyük ve parçalanma yüzde 20'den küçükse: Çinko ve B, B9, B12 vitamini takviyesi.
  • Spermde parçalanma ve aktiflik yüzde 20-30 oranında ise: Çinko, B ve E vitamini takviyesi.
  • Spermin hem parçalanma hem de aktiflik bölümlerinde oran çok yüksekse aktifliğe yönelik tedavi: Çinko ve grup B vitaminleri birlikte verilmeli ve mikroenjeksiyon planlanmalı.

TURUNÇGİL C, HAVUÇ B9 VİTAMİNİ DEPOSU

ÇİNKO: Arpa, peynir, sığır eti, kepekli ekmek, tavuk, yumurta sarısı, süt ve süt ürünleri, balık, patates, ceviz, badem, tam tahıl, kuru fasulye, lahana, ayçekirdeği, karaciğer, kuzu eti ve tahıllar.


C VİTAMİNİ: Turunçgiller, domates ve patates.

B9: Yeşil sebzeler, kabak, patates, havuç, süt, yumurta, peynir
ve karaciğer.

B12: Karaciğerde, sütte, yumurta akında, peynirde, balıkta, ette ve karideste bol miktarda bulunur.

E VİTAMİNİ:
Tahıl, ıspanak, kabak, lahana, marul gibi yeşil sebzeler.

Akupunktur ile zayıflama

Enerjik zayıflamanın yolu akupunkturdan geçiyor. Midede yanma, ekşime olmadan ve stresle mücadele etmeden, istediğiniz forma girmek için huzurlu bir yöntem...

İnsanların kilo almasının temel nedeni olan, beslenme alışkanlıklarını değiştirmesi kolay değildir. Normalde diyet yaparken oluşan ve en nihayetinde diyeti bırakmaya neden olan halsizlik, midede yanma ve ekşime, baş ağrısı ve baş dönmesi, ellerde titreme, stres ve sinirlilik hali gibi şikayetler akupunkturla beraber yok olur. Yeni beslenme alışkanlıklarının edinilmesi sırasında, akupunktur hastaya çok büyük kolaylıklar sağlar. Şişmanlık ve akupunktur hakkında sorularımızı Dr.Emre Çiçek yanıtlıyor...

Obezite (şişmanlık) nedir?
Obezite tüm dünyaca kabul edilen bir hastalıktır; yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen, birçok hastalığa davetiye çıkaran, yüzyılımızın en önemli sağlık sorunlarındandır. Obezite vücut yağ miktarının sağlığı bozacak miktarda artmasıdır. Enerji dengesinin bozulması sonucunda ortaya çıkar. Diyet, egzersiz ve genler enerji dengesini oluştururlar. Enerji alımının, tüketiminden daha fazla olduğu durumlarda enerji dengesi bozulmaktadır.

Obezite kalp, şeker, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, solunum rahatsızlıkları, karaciğer yağlanması, akciğer, eklem ve safra kesesi hastalıkları gibi birçok hastalığın altında yatan nedendir. Bunun yanında depresyon, sosyal ayrımcılık, benlik algısında bozulma (kendine güvensizlik) gibi olumsuz etkileri de vardır.

Obeziteyi oluşturan faktörler nelerdir?
Fiziksel aktivitelerde azalma, beslenme alışkanlıkları ( denetimsiz beslenme, birden fazla yerde beslenme, dışarıdan yemek yeme, paket servis, aşırı enerjili besinlerin tüketimi ve aşırı meşrubat tüketilmesi), cinsiyet (bayan), ırksal faktörler, yaş, eğitim düzeyi, evlilik,doğum sayısı, sigara bırakma, alkol, genetik ve çevresel etkenler, psikolojik bozukluklar (emosyonel stres, depresyon vb), endokrin hastalıkları (hipotiroidizm (guatr), cushing sendromu, tip 2 diabet), metabolik ve hormonal bozukluklar (steroid kullanımı ve hormon replasman tedavisi), teknolojinin ilerlemesi ile günlük enerji tüketiminin azalması olarak özetleyebiliriz.
Obezite nasıl tespit edilir?
Obezite tespitinde iki yöntem kullanılır.

1. Beden kitle indeksi(BKİ) veya Body Mass Index(BMI)
Kolaylıkla hesaplanan bir yöntemdir.
BKİ=Vücut ağırlığının(kg olarak), boy uzunluğunun (metre cinsinden) karesine bölünmesiyle hesaplanır. Buna göre standartlar şöyledir:

BKİ= <19 Zayıf
19-25 Normal
25-30 Fazla kilolu
30-40 Şişman (Obez)
40> Çok şişman (morbid obez)

2. Bel çevresinin ölçümü; buna göre de standartlar şöyledir:
Bel Çevresi Risk Yüksek risk
Erkek >94cm >102cm
Kadın >80cm >88cm

Bel / Kalça oranı normalde <>0. 95’dir.

Akupunkturun zayıflamadaki etkilerini nasıl sınıflandırabiliriz?
1- İştah ve acıkma hissini en aza indirir. Akupunktur beyindeki hipotalamus bölgesinde noradrenalin seviyesini düşürüp, seratonin yani özellikle çikolata yedikten sonra ortaya çıkan mutluluk hormonunun seviyesini artırır. Bu şekilde yiyerek değil, yemeyerek mutlu olmamızı sağlar.

2- Midede kazınma, yanma ve ekşimeyi önler. Kulaktan yapılan akupunktur, kulaktan mide ve barsaklara kadar uzanan sinir uçlarını uyararak mide asidini azaltıyor. Kontrol altına alınan mide asiditesi sayesinde, diyete bağlı olarak boşalan midede herhangi bir rahatsızlık olmuyor. Keyifle diyet uygulanıyor.

3- Düşük kalorili beslenmeye bağlı olarak oluşan halsizlik ve bitkinliği önler. Tam tersi zinde olmamızı ve daha çok enerji vererek kolay kilo vermemizi sağlar.
4- Akupunktur uygulaması sırasında; vücutta seratonin ve endorfin hormonlarının seviyesi artmaktadır. Bu da diyet yapan kişiye huzur verir, sedasyon sağlar. Böylece kişide istediği her şeyi yiyememekten dolayı oluşan stres ve gerginlik yaşanmaz. Sonuçta; kişi sakin ve huzurlu bir şekilde diyetine devam eder.

5- Metabolizma hızını düzenleyici rolü vardır. Akupunkturla tedavi gören kişinin metabolizma hızı arttığı için diğer kişilere göre, zorlanmadan daha kolay kilo verir.
Akupunkturda kesin kilo verilir mi? Verilmesi gereken kilo nasıl hesaplanır?
Bunların hepsi bir araya gelince kişinin kilo vermemesi için hiçbir sebep yoktur. Akupunktur tedavisi haftada 1 veya 2 kez yapılır. Vereceğiniz kilo miktarı yaşa, cinsiyete, ilaç kullanımına ve verilecek kiloya göre değişir. Bu oran yaklaşık 2 ayda mevcut kilonuzun % 10-15’i kadardır. Uluslararası standart haftada 0. 5-1 kg yani ayda 2-4 kg’dır. Akupunkturda ayda 4-8 kg zayıflama normal kabul edilir. Sağlıklı ve kalıcı zayıflamak için kişi hızlı kilo vermekten kaçınmalıdır. Tedaviyi maroton gibi değerlendirirsek, hızlı koşarak değil, tempolu ve standart koşarak marotonu tamamlayabiliriz.

İdeal kiloya erişince bir de bu kiloyu korumak var...
Hangi kiloda olursak olalım, hiçbir yan etkisi olmayan akupunktur tedavisi ile istediğimiz ideal kiloya ulaştıktan sonra, bu kiloyu koruma programına geçilir. Bunun için akupunktur 4-6 ay süreli ayda 1 veya 2 kez manyetik bilye (mıknatıslı mercimek büyüklüğünde aktif kömür) ile devam edilir. İdeal kilomuzu koruma esnasında diyet değil sağlıklı ve dengeli beslenme yapılır. Böylece kilolar sabitlenir ve formumuz korunmuş olur.

Yaşamımızın herhangi bir dönemlerinde mesela;
- hamilelik, kürtaj, düşük doğum yapma olduğunda,
- kortizon, hormon, yoğun antideprasan ilaç kullanımında,
-boşanma, işten ayrılma, iflas etme, yakınının ölümü, deprem, vb. gibi ani şok oluşturan olaylarla karşılaşıldığında, kişinin metabolizması etkilendiği için kişide huzursuzluk yaratan kilo artışları yaşanabilir. Bu durumlarla karşılaşılırsa, 1 ay içersinde akupunktur doktorunuzla bağlantıya geçerseniz, hazır istediğiniz kiloya inmişken tekrar kilo alımınızı önlemiş olursunuz. Bu arada akupunktur uygulayan kişinin doktor olması, akupunktur eğitimini almış olması ve aldığı eğitimin TC Sağlık Bakanlığı tarafından verilen bir sertifika ile onaylanmış olması gerekir.

Zayıflamak için birebir formül!

Zayıflamak için birebir formül!
Öyle bir sebze ki iyi gelmediği hastalık yok gibi... Üstelik zayıflatıyor ve selülitleri de yok ediyor. İşte o formül;

Uzmanlar, bitkisel yollarla, tıbbın dahi çare bulmakta zorlandığı kanser hastalığının vücutta yol açtığı

tahribatların önüne geçilebileceğini, düzenli olarak faydalı bitkilerin tüketilmesi ile kansere yakalanma riskinin en aza indirilebileceğini belirtiyor.

Kozmik bilim uzmanı Prof. Dr. Ahmet Maranki, Anadolu’da yetişen lahananın kanseri önleme konusunda önemli bir bitki olduğunu belirtiyor.

İçerisinde bol miktarda potasyum, sodyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum, demir, B, C, E ve U vitamini bulunur. Besin

değeri çok yüksek olan bir sebzedir. Ortadaki beyaz ve gevrek yapraklarının çiğ olarak yenmesi çok faydalıdır.

ZAYIFLATIR

Zayıflama ve selülit giderme kürü olarak lahana kullanımı

Lahananın tabii, yeşilimsi ana yapraklarından 5 adet 2 avuç büyüklüğünde olanları, 1 litre suda yaklaşık 5-7 dakika

haşlanır, bu su aç karına gün içerisinde tüketilir, 3 ay ( 3 hafta tamamlanınca 1 hafta ara verilip ardından 3 haftalık kür yine uygulanır. ) devam edilir.

ÜLSERE İYİ GELEN FORMÜL

Mide ülseri, reflü ve gaz oluşumunu engellemek için 2 yumruk büyüklüğünde patates ile beraber yarım kilo tabii lahana çiğden suyu sıkılır, her sabah aç karna 2 bardak yudum yudum içilir, 3 hafta devam edilir.

Yaşlanmayı önleyici ve kalp krizine karşı koruyan bir mineral kabul edilen selenyumun kaynağıdır.

Selenyumun ayrıca, sağlıklı görünüşlü bir cilt verdiğini ve erkeğin cinsel gücünü arttırdığıda bilinir.

KANSIZLIĞA ŞİFADIR

Bu şekilde lahana yemek, göğsü yumuşatır, öksürüğü söktürür. Sindirimi kolaydır. Lahana kanı temizler, bol alyuvar yapımını sağlar, bu nedenle kansızlığa şifadır.

Lahananın tabii hali ve yaprakları itibari ile mide ve bağırsak kanserlerine ve kemotrapi ve radyoterapiden sonra

kür olarak kullanılması halinde bedende biriken toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Lahana içindeki glucosinolate

adı verilen etkin maddesini diğer sebzelerden daha çok barındırması sebebiyle kan dolaşımının düzenlenmesine

yardımcı olmaktadır.

SES KISIKLIĞINI GİDERİR

Sarılık ve safra kesesi hastalıklarına iyi gelir. Bolca taze lahana yemek, ses kısıklığına iyi gelir.

Şeker ve romatizma hastalıkları için de çok faydalı olduğu bilinen lahana, bol arsenik, kükürt ve vitaminleri ile kanı temizleyip cildi güzelleştirir. Bol idrar söktürür, vücuttaki suyu ve zehirli maddeleri idrarla dışarıya atar.

Sadece lahana çeşitlerinde bulunan U vitamini, mide ve bağırsakların iç yüzeyini korur, oralardaki yaraların iyileşmesini sağlar.

BAĞIRSAK VE MİDE KANSERİNE İYİ GELİR

Bağırsak ve mide kanseri için lahana kullanımı

Mevsiminde, tabii ortamda yetiştirilmiş büyük yapraklı lahanaların haşlanarak kür halinde 3 hafta boyunca içilmesi,

kürler arasında 1 hafta ara verilmesi önerilir.

Lahanalar hibrit tohumdan üretilmiş, düzgün yapılı ve ince yapraklı olmamalıdırlar.

Afrodizyak etkisi olan bitkiler

Sağlıklı bir cinsel yaşamın kaynağı doğada... Afrodizyak etkisi yaratan doğal ürünler yüzyıllardır yaygın olarak kullanılıyor. Limon, şalgam, fındık bunların bilinenleri... Bir de bilinmeyenler var...

İşte doğadaki cinsel gücü artıran otlar ve yiyecekler;

Rezene: Bilinen en eski afrodizyaklardan olan rezeneden hergün bir parça tüketilmesi cinsel gücü artırır. Rezenenin tohumundan çay da yapılır.

Bitki Çayları: Vücuttaki sıvıların akışını hızlandıran bitki çayları içilince, kan dolaşımı hızlanır tutkularda ve heyecanlarda artış olur. Enerji seviyesini de yükselten bitki çayları seks yaşamını canlandırır.

Ginseng: Binlerce yıldan beri Çin'de ilaç yapımında kullanılan ginseng; hormonal sistemi uyarır, erken yaşlanma sürecini yavaşlatır ve göz ardı edilemeyecek güçler verir.

Limon: Yemeklerde kullanılan limon tuzu ve limon suyu, seks gücünün artmasında olumlu etki yapmaktadır...

Lavanta: Salata ve yemek soslarına konulan bir kaç damla lavanta, seks hayatını güçlendirici etkiye sahiptir.

Tane Karanfil: En güçlü doğal afrodizyaklardan birisi olan karanfil tanesi, yorgunluğa karşı da iyi gelmektedir.

Haşhaş Tohumu: En önemli cinsel performans artırıcılardandır.

Melekotu: 18. Yüzyılda kadınların cinsel isteksizliğini iyileştirmek için kullanılan melekotunun kökü, her zaman için kalp zayıflıklarını önleyici bir etkiye sahiptir.

Mine Çiçeği: Mine çiçeğinin kıyılmış uçlarının, kaynatılması veya şarabın içine batırılması afrodizyak etkilere sahiptir.

Polen: Son yıllarda afrodizyak olarak kullanılan polenin yapısında, belli ölçüde testosteron ve diğer cinsiyet hormonları bulunur.

Yohombin: Afrikadan bütün dünyaya yayılan yohombin bitkisi halk arasında kadınlarda cinsel soğukluğun giderilmesi için, erkeklerde ise cinsel performansı artırmak amacı ile kullanılır. Meyan kökü ile karıştırılan yohimbe böbrek ve idrar yollarını rahatlatmaktadır.

Kişniş: Özellikle kadınlara keyif veren kurutulmuş kişniş tanesinin, şarabın içine katılarak içilmesi önerilmektedir. Aşırı kullanılması erkeklerde ters etkilere sebep olabilir.

Hardal: Cinsel bezlerin işleyişini artırır.

Çakşır Otu: Cinsel gücü ve isteği artıran, etkili afrodizyak bir bitkidir. Aynı zamanda sperm sayısını ve hareketliliğini de artıran etkileri bulunmaktadır.

Çakşır otu kökü kurutulup toz haline getirilerek bal ile macun yapılmak sureti ile kullanılır. Bir su bardağı kaynar suyun içerisine 1 tatlı kaşığı çakşır kökü konularak demlemek suruti ile hazırlanan çay da içilebilir. Çakşır Otu düzenli kullanıldığında olumlu etkileri görülür.

Süsen: Süsen kökü tozu, hem erkekler hem de kadınlar için güçlü bir afrodizyaktır.

Yasemin: Likörleri kokulandıran, harika kokulu yasemin çiçeği, etkili bir uyarıcıdır.

Meyan Kökü: Meyan kökünden elde edilen toz, maden suyu ile karıştırıldığında kadınlar için çok etkili bir afrodizyak haline gelmektedir.

Safran: Aşırı tüketildiği zaman gülme krizine sebep olan safranın, erojen merkezler üstünde uyarıcı etkileri vardır.

Çadıruşağı Otu: Yalnız Asyada yetişen ve çok kötü kokan çadıruşağı otundan elde edilen karışım, Asyada uyarıcı olarak kullanılır.

Vanilya: Merkezi sinir sistemine etki ederek kokusu ile karşı cinsi harekete geçirir.

Saparma: İlk kez Latin Amerikalı yerliler tarafından kullanıldığı bilinen, saparma bitkisinden elde edilen karışımların içinde çeşitli hormonlar bulunuyor.

Roka: Bol miktarda demir ve C vitamini içeren roka, alyuvarlar için iyidir ve ayrıca, cinsel gücü de artırır. Balığın yanında da çok iyi gider.

Maydanoz: Yemeklere lezzet katan maydanoz, cinsel yaşama da lezzet katar. Süt salgısını da artırır.

Kekik: Güçlü etkileri olan kekik, özellikle erkeklerde uyarıcıdır.

İstiridye: İçindeki çinko ile spermin çoğalmasına neden olan istiridye, cinsel isteği artırır.

Hindi: İstiridyeden daha fazla çinko ihtiva eden hindi, protein açısından zengindir ve cinsel isteği artırır, yılbaşı gelmeden de yenilebilir.

Kereviz: İdrar sökücü özelliği olan kereviz, vücutta oksitlenmeyi önlemesinin yanı sıra kadınlarda adet öncesi şişkinliğin de önüne geçer. Afrodizyaktır.

Çikolata: Çikolatanın içindeki yüksek şeker ve kalori cinsel uyarıcı ve keyif verici. Çikolata beyindeki serotonin seviyesini de artırıyor ve mutluluk hissi veriyor. Kadınlar erkeklere oranla çikolatanın bu özelliklerine karşı daha duyarlıdır.

Fıstık ve Fındık: E vitamini içeren, insanı mutlu eden fıstık ile fındık, cinsel gücü artırır.

Muz ve Kabuğu: İnsana kokusu ile bile mutluluk aşılayan muz, özellikle kabuğu ile pişirildiğinde cinsel gücü oldukça fazla artırır.

Çilek: Cilt sorunları için en iyi meyvelerden birisi olan çilek, güçlü bir afrodizyaktır.

İncir: Erkeklerin cinsel gücünü artıran çok güçlü bir afrodizyaktır. Aydın'da yetişen dünyaca ünlü incirler de 'mucize afrodizyak meyve' olarak biliniyor. Uzmanlara göre, bir kilogramda iki bin 900 kalori bulunan incir, E ve B vitaminleri bakımından çok zengindir.

Şeftali: A provitamini açısından zengin olan şeftali, güçlü bir afrodizyaktır.

Armut: Çok az meyve asidi içeren ve organizmanın fazla suyunu alarak fazla yağları yok eden armut, güçlü bir afrodizyaktır.

Sarımsak

Antibakteriyel ve virüs karşıtı olan sarımsak, aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirici etkiye de sahip. Güçlü bir selenyum kaynağı da olan sarımsak, sağlıklı bir yaşam için mutlaka gereken sülfürü de içerir. Mide ve bağırsakları güçlendirmeye de yardımcı olan sarımsağı mutlaka her yemeğin içine bir diş atarak tüketin.

Lahanagiller

Brokoli, lahana, karnabahar, brokoli, bürüksel lahanası, lahana, karnabahar iyi birer beta karoten kaynağıdır ve serbest radikallerin zararlarına karşı vücudu korurlar. Aynı zamanda C vitamini ve kalsiyum içerirler. Beslenme uzmanları brokoliyi, kendisi gibi kanseri önleyici etkisi olan domatesle birlikte pişirmeyi öneriyorlar. Karnabahar, içeriğindeki indol, bioflavonaid ve diğer maddeler ile antikansorejen etki gösterirken; yapılan araştırmalar, özellikle lahananın düzenli tüketiminin, kadınlarda meme kanseri riskini önemli ölçüde azalttığını ortaya koyuyor. Brüksel lahanası ise günlük C vitamini ihtiyacının yüzde yüzünü karşılıyor.

Ispanak ve diğer yeşil yapraklı sebzeler

Ispanak ve diğer yeşil yapraklı sebzeler

Betakaroten içermelerinin yanı sıra A vitamini, C vitamini ve kalsiyum deposudurlar. Özellikle 35 yaş üzeri olanların ıspanak ve diğer yeşil yapraklı sebzeleri daha fazla tüketmeleri önemli. Çünkü bu sebzelerde bulunan folik asit, yaşlılıkta ortaya çıkabilecek Alzheimer riskini yüzde 50 azaltıyor.

20 Şubat 2010 Cumartesi

şifalı bitkiler, bitkiler alemi, alternatif tıp, sifali bitki, ahmet maranki, ibrahim saraçoğlu, ender saraç, kanser, yeşil çay, prostat, ağız ve diş

şifalı bitkiler, bitkiler alemi, alternatif tıp, sifali bitki, ahmet maranki, ibrahim saraçoğlu, ender saraç, kanser, yeşil çay, prostat, ağız ve diş sağlığı, çıban, romatizma, hemoroid, basur